Çalışmada yerli turistlerin yabancı turistler ile kendilerini nasıl karşılaştırdıklarını ve hangi temalar açısından ayrışma hissettiklerini ortaya koymak amaçlanmıştır. İkincil olarak, bu ayrışma hissinin tetikleyici nedenlerine yönelik çıkarımlar yapılmıştır. Kuramsal altyapı, konu açısından uyumlulukları nedeniyle, sosyal karşılaştırma paradigması ve üstünlük-aşağılık ikilemi ile Napolyon kompleksi üzerine kurulmuştur. Netnografi yöntemi kullanılan çalışmada veriler TripAdvisor online platformu üzerinden 28 Ağustos-14 Eylül 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Bulgular, tüketici temelli (işletmelerin hedef kitle tercihi, fiyatlandırma, kalite belirleyiciliği, hizmet alma) ve sosyolojik temelli (genel davranış ve tutum, kültürel ve tarihi değerlere verilen önem, çevre duyarlılığı) olarak iki ana tema altında değerlendirilmiştir. Ayrışma hissini ve potansiyel yerli turist kompleksini yaratan dört ana aktör; yerli esnaf/işletmeler, çalışanlar, yabancı turistler ve diğer yerli turistler olarak sıralanmaktadır. Yerli turistler özellikle tüketici temelli ayrışma temalarında ikinci plana atılmış ve haksızlığa uğramış hissetmektedir. Bazı yerli turistlerin yorumlarından bu hislerin etkisi ile adeta öç almaya yönelik tutumların gelişebileceği de anlaşılmaktadır. Ancak kimi yerli turistler bizzat diğer yerli turistleri de -özellikle beklenti yönünden- eleştirmektedir.
BU SAYIDAKİ MAKALELER
Yerli Turistlerin Kendilerini Yabancılarla Karşılaştırması ve Hissettikleri Ayrışma
Abstract
Current study aims to enlighten how local tourists in Turkey compare themselves with foreign tourists and which themes they feel segregation. Secondarily, inferences on possible causes of this segregation feeling have been made. For theoretical base, social comparison paradigm and Napoleon complex with superiority-inferiority dilemma are borrowed according to their suitability. Data is obtained from TripAdvisor platform between August 28 and September 14, 2021, since this research has a netnographic approach. As findings propose, there are two themes of segregation which are consumer based (target market choice, pricing, quality determinant, service) and sociological based (general behavior and attitudes, valuing cultural and historical assets, environmental sensitivity). The main four factors that triggers the segregation feeling and potential local tourist complex are local businesses, servers, foreign tourists, and other local tourists. Local tourists feel segregation and relegation particularly in consumer-based themes. It seems this led to a vengeful attitude among local tourists. However, for some local tourists, other local tourists should be criticized specifically for their expectations.
İstanbul Park Otel (1930 - 1979)
Öz
Türkiye’de otelciliğin gelişmesinde geçmişte kurulan otellerin katkısı açıktır. Bu işletmelerden biri de Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul’da 1930 yılında Mirimare adıyla açılan, daha sonra isim değişikliği yapılarak işletme faaliyetine devam eden Park Otel’dir. Bu çalışmada, konaklama işletmeciliği tarihi açısından önemli izler taşıyan, hizmet ve uygulamalarıyla, Türkiye’de otelciliğin aştığı engeller ve başarıya giden yollar konusunda örnek olabilecek Park Otel’in kurum tarihinin incelenmesi amaçlanmıştır. İlgili alanyazın incelenerek hazırlanan bu kavramsal çalışma sonunda; otelin İstanbul’da o dönem eksik olan konaklama ihtiyacının karşılamasının yanı sıra restoranı, barı, pastanesiyle modernleşme sürecinde yeni alışkanlıklarının deneyimlenmesine aracılık eden bir mekân olduğu, Türk gençlerine garsonluk mesleğinin öğretilmesinde ve otelciliğin toplumda meslek olarak kabulünde önemli katkılarda bulunduğu görülmektedir.
Abstract
The contribution of former hotel enterprises is evident in the analysis of lodging industry development in Turkey. One of those hotels is Park Hotel, which was first established in 1930 under the name Mirimare in the first years of Republic. This study aims to examine the history of that institution, which played a critical role to overcome the obstacles and achieve success through remarkable services and implementations representing the development of the lodging industry in Turkey. As a conclusion of this conceptual research based on literature review, Park Hotel appears to have a great contribution as a pioneer property not only for hospitality, restaurant, bar and patisserie services but also as a school for young Turkish citizens to introduce restaurant waiting and hotel management as emerging occupations.
Sosyal Medyada Seyahat İmrenişinin Seyahat Etme Niyetine Etkisi
Öz
İmrenme, başkasının yaptığını yapmış olmayı istemek ya da başkasının sahip olduğuna sahip olmayı dilemek olarak tanımlanırken, seyahate imrenme; başkasının yapmış olduğu bir seyahati yapmış olmayı arzu etmektir. Sosyal medyada seyahat imrenişi ise; bir kişinin başkaları tarafından sosyal medyada yapılan seyahat, gezi, tatil paylaşımlarını gördüğünde “keşke ben de gidebilmiş olsaydım” şeklinde imrenmesidir. Sosyal medyada seyahat imrenişinin seyahat etme niyetine etkisinin yapısal eşitlik modellemesi kapsamında araştırıldığı çalışmada 775 adet geçerli anket toplanmıştır. Gerçekleştirilen analiz sonucunda sosyal medyada görülen seyahat paylaşımlarına imrenmenin, seyahat etme niyeti üzerinde güçlü bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Sosyal medya kullanım kalıplarının da incelendiği çalışmada katılımcıların çoğunun günde bir-üç saat sosyal medyada vakit geçirdikleri, tatil fotoğraflarını sık sık paylaştıkları, sosyal medyayı en çok arkadaşlarını takip etme amacıyla kullandıkları ve en sık kullanılan sosyal medya uygulamasının Instagram olduğu görülmüştür. Ayrıca cinsiyet, medeni durum, yaş ve seyahat etme sıklığına göre sosyal medyada seyahat imrenişinin anlamlı bir şekilde farklılaştığı belirlenmiştir.
Abstract
While envy is defined as wanting to have done what someone else has done, or wishing to have what someone else has, travel envy can be defined as wishing to have made a trip that someone else has made. Travel envy on social media is the envy of a person as “I wish I could go too” when he sees travel, trip, vacation posts made by others on social media. 775 valid surveys were collected in the study, which investigated the effect of travel envy on the intention to travel on social media within the scope of structural equation modelling. As a result of the analysis, it was found that envy of travel posts on social media has a strong effect on the intention to travel. In the study, which social media usage patterns were also examined, it was observed that most of the participants spent 1-3 hours a day on social media, shared their vacation photos frequently on social media, used social media most to follow their friends, and the most commonly used social media application was Instagram. In addition, it was determined that travel envy on social media differed significantly according to gender, marital status, age and frequency of travel.
Göstergebilim Yaklaşımı Kapsamında Turizm Mitleri Üzerine Bir İnceleme
Öz
Mitler, ilkel dönemlerde olduğu gibi modern ve geç modern dönemde de olguların anlamlandırılması veya normalleştirilmesi için başvurulan bir dil biçimi olmuştur. Turizmle ilgili süreçlerin anlamlandırılmasında da mitler, epistemolojik bir perspektif ve yeni tartışma alanları açma potansiyeli taşır. Bu bağlamda çalışmada turizm mitleri üzerine genel bir kavramsal çerçeve sunmak amacıyla alanyazın taraması yapılmıştır. Lévi-Strauss’un derin yapısal karşıtlıklar temelinde mit çözümleme yaklaşımı takip edilerek turizmde göstergebilim çalışmaları kapsamında bir derleme çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları turizm mitlerinin, eleştirel ve işlevsel bağlamlarda kavramsallaştırabileceğini ortaya koymaktadır. Eleştirel bağlamda turizm mitlerinde neoliberalizm, postkolonyalizm ve neokolonyalizm ideolojileri öne çıkmaktadır. İşlevsel bağlamda ise turistik deneyim ve destinasyonların tutundurulmasında bir pazarlama dili olarak mitlere başvurulduğu görülmektedir. Çalışma sonuçlarının turizm mitlerinin kavramsallaştırılması ve turizm araştırmalarında gösterge ve mitlerin çözümlenmesi konularında alanyazına katkı sağlaması beklenmektedir.
Abstract
Myths have been a form of language in the modern and late modern era for the sensemaking or normalization of phenomena as in the primitive epoch. Myths also offer an epistemological perspective and new discussion areas in making sense of tourism experiences. In this study, a literature review was conducted to present a general conceptual framework on tourism myths. A review study was carried out within the scope of semiotic studies in tourism by following the myth analysis approach of Lévi-Strauss on the basis of deep structural oppositions. Study findings reveal that tourism myths can be conceptualized in critical and functional contexts. In the critical context, neoliberalism, postcolonialism, and neocolonialism ideologies come to the fore in tourism myths. In the functional context, mythical narratives are applicable as marketing medium of communication to promote destinations and experiences. The results of the study are expected to contribute to the literature with its conceptualization and analysis of tourism myths and the signs in tourism research.
Neden Gönüllülük? Nedenler ve Uyumsuzluklar Bağlamında Turizm Açısından Bir Araştırma
Öz
Araştırmada seyahat ve konaklama tercihlerinin birçok alternatifinin ortaya çıktığı günümüzde, önemli boş zaman değerlendirme alanlarına dönüşen ekoyerleşkeler (ekolojik yerleşke) mercek altına alınmıştır. Araştırma kapsamında; ekoyerleşkelerin gönüllüleri kabul etme, gönüllülerin yerleşkeleri tercih etme nedenleri sınıflandırılarak karşılaştırılmış, uyumsuzluk aşamaları tanımlanmış, ekoyerleşkeler tarafından geliştirilen gönüllü kriterleri tanımlanmıştır. Ekoyerleşkelerdeki mevcut durumu ortaya koyabilmek adına, gönüllü kabul eden 12 ekoyerleşke ziyaret edilmiş; bu ekoyerleşkelerden 15 yerleşke sakini, 12 gönüllüyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Türkiye’deki yerleşke sakinlerinin gönüllü kabul nedenleriyle gönüllülerin ekoyerleşkeleri tercih nedenleri tecrübe, keşifsel, faydacı, ekolojik yaşama geçiş, sosyal, psikolojik, ekolojik ve popülist nedenler olarak belirlenmiştir. Belirlenen uyumsuzluklar adapte edilebilecek, dönüştürülebilecek, çatışma yaratan aşamalar olarak tanımlanmış ve nedenlerine bağlı olarak açıklanmışlardır.
Abstract
The research focused on ecological lands turned into important leisure-time lands in today’s world, where many alternatives of travel and accommodation preferences have emerged. Within the scope of the research; the reasons why the volunteers prefer the ecolands and the ecolands host volunteers are mutually examined, inharmoniousness levels are defined, the volunteer criteria developed by the ecolands over time are tried to be revealed. In order to reveal the current situation in ecolands, 12 ecolands accepting volunteers were visited, face-to-face interviews were held with 15 residents and 12 volunteers from these ecolands. The reasons of volunteers to go ecolands and ecolands to host volunteers are classified as experience, exploratory, utilitarian, transition to ecological life, social, psychological, ecological and populist reasons; while inharmoniousness levels are defined as the ones can be adapted, transformed, and creating conflict and they are explained depending on their causes.
Restoran Zincirlerinin Finansal Başarısızlık Riskleri ve Covıd-19’un Etkisi
Öz
Bu araştırmanın amacı marka değeri en yüksek restoran zincirlerinin finansal başarısızlık risk düzeylerini incelemek ve Covid-19 salgınının finansal başarısızlık riski üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla Brand Finance 2020 sıralamasına göre marka değeri en yüksek 17 restoran zincirinin, 2016-2020 yılları arasında finansal başarısızlık riskleri Altman Z Skor, Altman Z’ Skor, Altman Z’’ Skor, Springate, Fulmer ve Ohlson modelleriyle ölçülmüştür. Analiz sonucunda finansal başarısızlık riski taşıyan restoran sayısının tüm modellerde geçmişten günümüze yaklaştıkça artış eğiliminde olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte Covid-19 salgını öncesi (2016-2019) ve Covid-19 salgını dönemi (2020) arasındaki finansal başarısızlık risk skorları bağlamında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olup olmadığı Wilcoxon İşaretli Sıra Testi ile test edilmiştir. Elde edilen sonuca göre Ohlson modeli dışındaki tüm modellerde Covid-19 salgını öncesi ve salgın dönemi arasında finansal başarısızlık değerleri bağlamında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır.
Abstract
The aim of this study is to investigate the financial failure risk levels of the restaurant chains with the highest brand value and to reveal the impact of the Covid-19 epidemic on the financial failure risk. For this purpose, the risks of financial failure of the 17 restaurant chains with the highest brand value according to the Brand Finance 2020 ranking were measured with Altman Z Score, Altman Z’ Score, Altman Z” Score, Springate, Fulmer and Ohlson models between 2016 and 2020. As a result of the analysis, it was determined that the number of restaurants at risk of financial failure tends to increase as we approach the past to the present in all models. However, whether there is a statistically significant difference in the context of financial failure risk scores between the pre-Covid-19 epidemic (2016-2019) and the Covid-19 epidemic period (2020) was tested with the Wilcoxon Signed Rank Test. According to the results obtained, a statistically significant difference was found between the pre-Covid-19 epidemic and the epidemic period in terms of financial failure values in all models except the Ohlson model.
Box-Jenkins Yöntemiyle Turizm Talebinin Tahmin Edilmesi: Türkiye Örneği
Öz
Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm sektöründe gelecek dönemlerdeki olası turizm talebinin belirlenmesi; kaynakların dağıtılması ve planlanması, doğru fiyat politikalarının tespit edilmesi ve uygun pazarlama tekniklerinin seçilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada Ekim 2021 ve Eylül 2022 (2021:10 – 2022:09) tarihlerindeki Türkiye’ye yönelik turizm talebinin tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda turizm talebinin tahmin edilmesinde vekil değişken olarak 1990:01 – 2021:09 zaman aralığında Türkiye’ye gelen turist sayıları verileri kullanılmıştır. Belirtilen dönemde gerçekleşmesi beklenen turizm talebinin tahmin edilmesinde Box-Jenkins yöntemi altında ele alınan ARIMA (entegre otoregresif hareketli ortalama modeli) ve SARIMA (mevsimsel entegre otoregresif hareketli ortalama modeli) modelleri uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda en iyi uyum gösteren modelin, SARIMA (2,1,2)(2,1,0) modeli olduğu belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca gelecek 12 aya yönelik öngörü yapılmıştır.
Abstract
Tourism is one of the most important income sources of Turkiye. Therefore, determining the probable tourism for the country in future is critical for the distribution and planning of resources, determination of right price policies and selection of appropriate marketing techniques. In this respect, this study aims to estimate the tourism demand for Turkey in the period of October 2021 and September 2022 (2021:10 – 2022:09). The dataset included the number of tourists coming to Turkiye between 1990:01 – 2021:09 as proxy variable to predict the tourism demand. Two models of Box-Jenkins method namely ARIMA (integrated autoregressive moving average model) and SARIMA (seasonally integrated autoregressive moving average model) models were applied to estimate the expected tourism demand in the stated period. The study reveals that the model with the best fit is the SARIMA (2,1,2)(2,1,0) model. The study also offers a forecast for the coming 12-month period.
Ekonomik Yapı ile Fertlerin Rekreatif Seyahat Harcamaları Arasındaki İlişki
Öz
Ülkemizdeki ekonomik yapının yıllara göre güçlendiği, her dönem iktidardaki hükümetler tarafından dile getirilmektedir. Ekonomik yapının gelişmesine bağlı olarak, bireylerin harcamalarında bir artış beklenen bir durumdur. Harcamalar, Maslow’un (1943) belirlemesine bağlı olarak öncelikle birincil ihtiyaçların giderilmesine, daha sonra da ikincil ihtiyaçların giderilmesine yönelik olarak gerçekleşir. Bu kapsamda boş zaman faaliyetlerinin bir kısmı birincil ihtiyaçlar içinde yer alabilirken, bir kısmı da ikincil ihtiyaçlar içinde yer alabilmektedir. Bu çalışmada ülkemizdeki genel ekonomik yapının gelişiminden hareketle, rekreatif seyahat harcamalarının ne şekilde değiştiği üzerinde durmaya çalışacağım. Var olan durumu değerlendirirken, yöntemsel açıdan ilgimi çeken bazı hususların altını da incelediğim konudan hareketle çizerek, hatırlatmalarda bulunacağım.
Gastrodiplomasi: Gastronomiye Diplomasi Penceresinden Bakış
Öz
Gastronomi sözcüğü hayatımıza girdiğinden bu yana farklı disiplinlerde gıda bağlantılı yapıların gastro ön eki ile türetilen kavramlarla ifade edildiğini görmekteyiz. Gastrodiplomasi kavramı da bunlardan biri olarak 2000’li yılların başında ortaya çıkar ve kamu diplomasisi alanında gerçekleşen değişimlerin yön verdiği bir yapılanmayı yansıtır. Bazı ülkeler gıdayı ulusal kültürlerini tanıtmak, ulus markalarına ve imajlarına katkıda bulunmak, turistler için çekiciliği arttırmak, başka uluslarla ilişki tesis etmek gibi amaçlarla kamu diplomasisi çalışmalarında araç olarak kullanmaya başlarlar ve ortaya çıkan değer zincirinden yararlanmak isterler.
Turizm Tarihinin Kaynakları - 4
YKS 2022 Sonuçları Ardından Turist/Turizm Rehberliği Programları Üzerine Bir Değerlendirme
Öz
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanması sadece öğrenciler tarafından değil, akademisyenler tarafından da merakla beklenmektedir. YKS sonuçları, yeni öğretim yılında bölümlere kaydolacak öğrencilerin profilleri hakkında ilk izlenimleri vermekte ve bölümlerin iç değerlendirmelerinde kullanılabilecek somut veriler sunmaktadır. 2019 yılından beri YKS hakkında Yükseköğretim Kurumu (YÖK) YÖK-Atlas veri tabanı oldukça kapsamlı veriler sunmaktadır. Ancak son sınava ait detaylı veriler henüz açıklanmamış, sadece genel istatistikler açıklanmıştır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Yemek Kültürü (Yorumlar ve Sistematik Dizin)
Öz
Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi’nin bu sayısından itibaren “Kitap Tanıtımı” başlığı altından turizm literatürüne katkı yapan öncü ve örnek alınabilecek kitapları tanıtan yazılara yer vereceğim. Bu sayıda Marianna Yerasimos’un yazdığı ve üçüncü baskısı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Yemek Kültürü (Yorumlar ve Sistematik Dizin) kitabını tanıtmaya çalışacağım.
Cilt: 33, Sayı: 2, Güz 2022

Linkler
- Anatolia: An International Journal of Tourism and Hospitality Research
- International Tourism Cartoons Competition
- Türkiye Turizm Ansiklopedisi
- Anatolia Araştırma Yöntemleri Seminerleri
- Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi
- Anadolu Yemekleri Fotoğraf Yarışması
- Interdisciplinary Tourism Research Conference
- World Conference for Graduate Research in Tourism, Hospitality&Leisure
- Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferansı
- Anatolia Akademisi Konferansları
- Anatolia Turizm Eğitimine Hizmet Ödülleri
- Anatolia International Recognition Awards
- Rekreasyon Araştırmaları Kongresi
- Akademik Turizm Bülteni
- Anatolia Kitaplığı
- Anatolia Külliyatı
- Turizm Tarihi Platformu
- Anatolia Turizm Akademisi
- Anatolia Turizm Filmleri Yarışması
- Türkiye Turizm Tarihi Projesi Tanıtım Filmi
- Türk Turizminin Öncü Eğitimci ve Araştırmacılarım
- Portraits of Pioneers in Tourism Research and Education
- Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Dergisi