Bu makalenin konusu, kentsel ekoturizm ve onun arka planında etkili olan aktörler ile dünyadaki başarı örneklerinden oluşmaktadır. Konunun ana problemi, ekoturizmin kentte nasıl uygulandığı sorusuna dayanmaktadır. Çalışmanın amacı da bu sorudan yola çıkarak kentsel ekoturizmi derinlemesine araştırmak, üstünlük ve yararlarına değinmek, ayrıca bazı uygulama örneklerini vermektir. Nitel araştırma yöntemiyle hazırlanan bu çalışmanın yaklaşımı; bir mevcut durum saptaması, bir eylem araştırması, aynı zamanda turizm coğrafyası kapsamında gerçekleştirilen bir tematik derleme özelliği taşıdığı için çok yönlüdür. Derleme tekniği olarak kaynak taramasına gidilmiş, Türkçe, İngilizce ve Fransızca dillerindeki basılı ve web tabanlı alanyazından yararlanılmıştır. Kuramsala ait başlıklar altında kentsel ekoturizme atıflar yapılarak ilişki kurulmuştur. Sonuç olarak kentsel ekoturizm, uygulanmasında birtakım zorluklara sahip olsa da kente korumacı yeni çekicilikler katması, kent turizmine yeni açılımlar getirmesi, kentin ekolojik değerlerine sahip çıkılması, kent halkının yaşam kalitesine olumlu etkilerinin olması ve ekoturistlerin de beklentilerini karşılaması açısından dünyada kabul görmeye devam edecektir.
HAKEM DENETİMLİ MAKALELER
Kentsel Ekoturizm: Arka Plandaki Aktörler ve Başarı Örnekleri
Abstract
The subject of this article consists of urban ecotourism, its background actors and the world-wide examples. The research question of the article is how ecotourism is implemented in cities. The aim of the study is to investigate the urban ecotourism in depth, to address its superiority, benefits and some application examples. Based on the qualitative research method, this study has a versatile approach since it has a description of the current situation, an action research, and a thematic compilation within the tourism geography. For the compilation technique, a literature research was made, benefiting from the Turkish, French and English sources. References and criticisms to urban ecotourism are presented in a theoretical section. Consequently, although urban ecotourism has some practical difficulties, it would continue to globally exist by contributing to urban tourism, protecting the ecological values of cities, having positive impacts on the lives of townspeople.
Restoran İşletmelerinde Rol Stresi ve Lider-Üye Etkileşiminin İşten Ayrılma Niyetine Etkisi
Öz
Araştırmanın amacı, rol stresi, lider-üye etkileşimi ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkiyi belirlemek ve lider-üye etkileşiminin rol stresi ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkiye aracılık etkisini ortaya koymaktır. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada İstanbul’daki Turizm İşletme Belgeli restoran çalışanlarından (378) anket tekniğiyle veri toplanmıştır. Güncel istatistik programında analiz edilen verilerden elde edilen sonuçlar araştırmanın amacına uygun olarak yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda rol stresi, lider-üye etkileşimi ve işten ayrılma niyeti arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler tespit edilmiş ve lider-üye etkileşiminin rol stresi ile işten ayrılma niyeti arasında kısmi aracılık etkisi olduğu belirlenmiştir. İşgören devir hızının yüksek olduğu yiyecek içecek sektöründe bu değişkenler arasındaki ilişkilerin ortaya konulması, işten ayrılan çalışanlarla ilgili ciddi maliyetlere katlanmak durumunda kalan yiyecek içecek işletmelerine çözüm önerisi sunacağı düşünülmektedir.
Abstract
The study aims to determine the relationship between role stress, leader-member exchange and turnover intention and the impact of leader-member exchange on role stress and turnover intention relationship. The data was collected from a total of 378 employees who work at tourism operation licensed restaurants in Istanbul through the survey method. The data was analyzed and interpreted according to the study’s aims. Findings indicate that there are statistically significant relations between role stress, leader-member exchange and turnover intention and also leader-member exchange has a partial mediating impact on role stress and turnover intention. Determining the relationships between these variables may provide useful information for the businesses that have to deal with high costs of quitting employees in the food and beverage industry where the employee turnover rate is already high.
Tarımsal Üretimin Krizine Karşı Kırsal Turizmin Bir Alternatif Olarak Değerlendirilmesi: Muğla İli Örneği
Öz
Bölgesel kalkınmışlık farkı son derece önemli bir sosyo-ekonomik sorun olup, Türkiye’de genelde doğu ve batı bölgeleri arasında söz konusudur. Bununla birlikte, aynı bölge içinde hatta aynı il içinde ciddi kalkınmışlık farklarının olduğu görülmektedir. Muğla ili de kıyı ilçeleri ile iç ilçeleri arasında kalkınmışlık farklarının görüldüğü illerden biridir. Bu noktadan hareketle Muğla ilinde görülen kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmaya yönelik olarak, kırsal turizmin geliştirilmesinin olanaklarını araştırmak amacıyla, bir sosyolojik alan araştırması gerçekleştirilmiştir. GEKA tarafından desteklenmiş olan bu araştırma, 2015 yılında, 408 kişilik bir örneklem grubu ile yüz yüze görüşme ve nicel araştırma tekniği kullanılarak uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre Muğla ilinin ilçeleri arasında oluşan gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması için kırsal turizmin bir alternatif olabileceği ortaya konmuştur. Araştırma sonuçlarından hareketle Muğla ilinin iç bölgelerinde yer alan ilçelerinin kırsal turizm yoluyla kalkınmasını hedefleyen somut stratejiler ve politika önerileri geliştirilmiş, bu öneriler ve stratejiler, araştırma verilerinin tamamının yer aldığı bir kitapta sunulmuştur (Tuna 2020).
Abstract
The regional development level difference is one of the most important socio-economic problems that has been seen in between the western parts and the eastern parts of Turkey. However, the issue is also important for even in the different regions of one province. There is a huge development difference between the coastal tourism districts and rural districts of Muğla province. Therefore, a sociological field research that was supported by GEKA accomplished to investigate possibilities of rural tourism in Muğla province in 2015. Quantitative research technique was used with face to face interviews and 408 sample size. The main concern of this research is to minimize development level differences between the different districts of Muğla province. The quantitative research technique was used in this research with 408 sample size. According to the research findings, the rural tourism might be an alternative to minimize the development level difference between the coastal districts and the rural districts of Muğla Province. Suggestions about the rural tourism development for Muğla Province were presented a book that was recently published (Tuna 2020).
Dünya Ekonomisinde Turizm ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Bir Eş-Bütünleşme Analizi (2005-2017)
Öz
Bu çalışmanın amacı, 2005-2017 döneminde dünya geneli (124) başta olmak üzere farklı gelir gruplarında yüksek (47), yüksek orta (33), düşük orta (32) ve düşük gelirli (12) ülkeler için uluslararası turizm gelirlerinin toplam ihracattaki payıyla büyüme oranları arasındaki uzun dönemli ilişkiyi görgül olarak araştırmaktır. Burada uzun dönem ile üretim ölçeğinin değiştirilebileceği zaman dilimi kastedilmektedir. Veriler Dünya Bankası istatistiklerinden alınmıştır. Söz konusu dönemin seçilme nedeni, dünya genelinde analiz amaçlandığından, verilerin eksiksiz ve ülke sayısının en fazla olduğu dönem olmasıdır. Panel eşbütünleşme yaklaşımıyla gerçekleştirilen analiz sonuçları dünya genelindeki turizm-büyüme uzun dönemli ilişkisinin pozitif olduğunu göstermektedir. Fakat analiz ülkeler gelir gruplarına göre sınıflandırılıp tekrarlandığında, yüksek ve düşük gelir grubu ülkelerde uzun dönemli ilişki bulunamazken, orta gelir grubu ülkelerde uzun dönemli ilişki bulunmuştur. Bu sonuçlar, turizm-büyüme ilişkisinde ülkelerin gelir düzeylerinin belirleyici olduğunu göstermektedir.
Abstract
The purpose of this study is to empirically analyse the long-term relationship between the share of international tourism receipts in total exports and growth rates for especially in the world (124) and also different income groups as high (47), upper-middle (33), lower-middle (32) and low income (12) in the period 2005-2017. The long-term is meant a period in which the scale of production can be changed. The datasets were taken from World Bank Statistics. The reason for choosing this period is that the datasets are complete and the number of countries is the highest because the aim is to analyse worldwide. The consequences of the analysis carried out with the panel co-integration approach indicate that there is a positive long-run relationship between tourism and growth worldwide. However, when the countries are classified according to income groups and the analysis is repeated, the long-term relationship cannot be found out for high and low-income countries, while is determined for middle-income countries. These results indicate that the income level of the countries is a determinant in the relationship between tourism and growth.
Turizm Yatırım Teşvikleri Çerçevesinde Antalya
Öz
Kamu yatırım teşvikleri, yatırım kararlarını yönlendiren, farklı bölgelere ve sektörlere verilebilen, çeşitli kapsamlardaki imtiyazlardır. Turizm alanında verilen desteklerden yüksek oranda yararlanan şehirlerden biri de turizm potansiyeli yüksek olan Antalya ilidir. Bölgedeki mevcut teşvik talebini anlamak ve geleceğe yönelik öngörü kazanabilmek adına, bu çalışmada son beş yılda turizm alanında verilen yatırım teşvik listeleri incelenmiş ve konuyla ilgili görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen veriye göre, Antalya’ya verilen turizm teşviklerinin yıllar içinde azaldığı, iptal edilen teşvikler açısından da Antalya’daki oranın diğer illerden daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Yapılan görüşmelerde teşvik başvurularının azalması, işletmelere çeşitli avantajlar sağlayan kültür ve turizm koruma ve geliştirme bölgelerindeki doluluğun artması ile ilişkilendirilmiştir. Değişen turist profili de göz önünde bulundurularak, kitle turizminin dışında butik işletmeciliği de destekleyecek kapsamda bir teşvik planlamasına yönelik öneriler sunulmuştur. Bununla birlikte golf veya kırsal turizm gibi turizm türlerine odaklanan teşviklerin, potansiyeli yüksek ilçeler için arttırılmasının, bölgesel kalkınma açısından önemine değinilmiştir.
Abstract
Governmental investment incentives are concessions of various scopes, given to a variety of sectors or territories that direct the investment decisions. One of the cities that benefited greatly from the incentives given in the field of tourism is Antalya, which has a high tourism potential. In order to understand the current incentive demand in the region and gain insight into the future, this study examined the investment incentives given in the field of tourism in the last five years and interviewed related stakeholders. According to the data, it is recognized that the tourism incentives given to Antalya decreased over the years. Besides the rate of canceled incentives in Antalya is higher than the other provinces. As a result of interviews, decrease in demand has been associated with increased occupancy in cultural and tourism protection and development regions, which provide various investment advantages. Taking into consideration the changing tourist profile, suggestions were made for an incentive planning that would support boutique management besides mass tourism. However, the importance of increasing the incentives that focus on specific tourism types such as golf or rural tourism for the districts with high potential is emphasized for regional development.
Kültürel Miras Turizminde Bireysel Seyahat Maliyet Yönteminin Uygulanması
Öz
.Çalışmada, kültürel miras turizminin önemli merkezlerinden biri olan Bergama Antik Kenti’nin ekonomik değerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, piyasa dışı değerleme yöntemlerinden biri olan Bireysel Seyahat Maliyet Yöntemi (BSMY) uygulanmıştır. Bergama Antik Kenti’ni 2019 yılının Ağustos ayında ziyaret eden 400 kişiye yüz yüze anket tekniği uygulanmıştır. Çalışmada, Bergama Antik Kenti’nin bireysel seyahat maliyeti değerini ölçmek için çoklu doğrusal regresyon modeli kurularak analizi gerçekleştirilmiştir. Analizde bağımlı değişken olarak ziyaret sayısı kullanılmıştır. Bağımsız değişken olarak ise seyahat maliyeti, konaklama süresi, otopark masrafı, toplam ziyaret sayısı, ziyaretçi sayısı, yıllık kültür gezisi süresi ve ziyarete ayrılan süre olmak üzere toplam yedi bağımsız değişken kullanılmıştır. Çoklu doğrusal regresyon modeli analizi sonucu elde edilen bulgularla yıllık bireysel tüketici rantı ve toplam tüketici rantı hesaplanmıştır. Bulgulara göre, Bergama Antik Kenti’nin yıllık bireysel tüketici rantı 26.309 TL, toplam tüketici rantı ise 10.349.329.184 TL/yıl olarak bulunmuştur. Toplam Tüketici Rantı değeri, Bergama Antik Kenti’nin bir yıllık kültürel turizm kullanım değerine karşılık gelmektedir.
Abstract
.In the study, it is aimed to determine the economic value of Pergamon Ancient City, which is one of the important centers of cultural heritage tourism. For this purpose, one of the non-market valuation methods, Individual Travel Cost Method (ITCM) was applied. Face-to-face survey technique was applied to 400 people who visited the Pergamon Ancient City in August 2019. In the study, a multiple linear regression model was established and analyzed to measure the individual travel cost value of Pergamon Ancient City. The number of visits was used as a dependent variable in the analysis. A total of seven independent variables were used as independent variables: travel cost, accommodation time, parking cost, total number of visits, number of visitors, annual cultural tour duration and time allocated to visit. Annual individual consumer surplus and total consumer surplus were calculated with the findings obtained as a result of multiple linear regression model analysis. According to the findings, the annual individual consumer surplus of the Pergamon Ancient City was 26,309 TL and the total consumer surplus was 10,349,329,184 TL / year. Total Consumer Surplus value corresponds to the one-year cultural tourism usage value of Bergama Ancient City.
Göçmenlerin Girişimcilik Davranışlarının Kültürel Açıdan İncelenmesi
Öz
Didim’in turizmle doğrudan ya da dolaylı bağlantılı olan göçleri, turizmin bir sektör olarak canlanmaya başladığı 1990’lı yıllara tarihlenmektedir. Turizm talebini karşılayabilmek için bölgede hız kazanan inşaat sektörü, yurt içi işçi göçlerini de kendine çekmiştir. Önceleri inşaatlarda işçi olarak çalışan vasıfsız göçmenler; zamanla turizm ve turizme bağlı sektörlerde girişimci olarak rol almaya başlamışlardır. Bu bağlamda bu çalışmada; farklı kültürel özelliklere sahip göçmenlerin, girişimcilik davranışlarının şekillenmesinde kültürün rolünün anlaşılması amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan alan araştırmasında, yıllar içerisinde işçilikten işveren konumuna geçen ve Didim’in ekonomik yaşamına yön verecek güce erişen farklı etnik özelliklere sahip göçmenlerin, farklı girişimcilik davranışlarına sahip olduğu anlaşılmıştır. 21 göçmenle derinlemesine görüşmeler yapılmış ve girişimci olan 11 katılımcıya ilişkin veriler analiz edilmiştir. Deşifre edilen görüşmeler gömülü kuram yaklaşımı ile analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, bireylerin girişimcilik davranışlarını belirleyen üç temel faktör tespit edilmiştir. Bunlar; kişisel özellikler, yapılan işe karşı tutum ve çevresel faktörlerdir. Ayrıca kültürel kökenleri farklı göçmenlerin, girişimcilik davranışlarının da farklılaştığı tespit edilmiştir.
Abstract
Migration waves to Didyma that were directly or indirectly related to tourism began in 1990s, when tourism began to develop as a new industry. Construction industry, which gained momentum in order to meet increasing tourism demand, caused domestic labor migration, as well. The nonskilled immigrants, who used to work as construction workers, began to take part in tourism, retail, and construction industries as entrepreneurs. The first field study showed that the immigrants, who worked their way up from workmanship to being business owners and who attained enough power to dominate the economy of Didyma, had different entrepreneurial behaviors. In-depth interviews were conducted with 21 immigrants and the data about 11 entrepreneurs were analyzed. The deciphered interviews were analyzed through grounded theory approach. At the end of these analyses, three main factors that determine the entrepreneurial behaviors of the individuals were found. These are personality traits, attitude towards work, and environmental factors. In addition, it is determined that the entrepreneurship behaviors of immigrants who have different cultural backgrounds are also different.
Cilt 31, Sayı 3, Yıl 2020

Linkler
- Anatolia: An International Journal of Tourism and Hospitality Research
- International Tourism Cartoons Competition
- Türkiye Turizm Ansiklopedisi
- Anatolia Araştırma Yöntemleri Seminerleri
- Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi
- Interdisciplinary Tourism Research Conference
- World Conference for Graduate Research in Tourism, Hospitality&Leisure
- Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferansı
- Anatolia Akademisi Konferansları
- Anatolia Turizm Eğitimine Hizmet Ödülleri
- Anatolia International Recognition Awards
- Rekreasyon Araştırmaları Kongresi
- Akademik Turizm Bülteni
- Anatolia Kitaplığı
- Anatolia Külliyatı
- Turizm Tarihi Platformu
- Anatolia Turizm Filmleri Yarışması
- Türkiye Turizm Tarihi Projesi Tanıtım Filmi
- Türk Turizminin Öncü Eğitimci ve Araştırmacılarım
- Portraits of Pioneers in Tourism Research and Education
- Disiplinlerarası Turizm Araştırmaları Dergisi